Ekonomideki beklentileri olumluya dönüştüremezsen, enflasyonun düşmesini çok daha beklersin.. Belkide bunu istemiyorsun.!
Ne demiş Victor Hugo.?
“Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk. İşte bu yüzden anlaşamıyoruz.”
Eskiden filmlerde hep zenginden alıp fakirlere verilirdi. Fakirden alıp zengine veren bu film yeni vizyona girdi.!
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gıdaya ulaşmanın bu derece zorlaştığı bir dönem hiç yaşanmamıştır. Bunun, İslam’i söylemlerle muhafazaKÂR kesime kendini kabul ettiren bir iktidar döneminde olması ise tarihin en büyük trajedisidir..
Bu durumun en büyük müsebbibi ise, iktidardan ziyade bizzat halkın içinde akletmeyen, sorgulamayan ve körü körüne biat eden büyük bir kitledir.
Kıçında donu yok, “ölümüne Reis” diyor. Yahu mübarek, öbürleri zaten en az 50-60 bin lira maaş alıyor, 35-40 bin lira emekli aylığını cebe indiriyor. Yüksek kademeyi saymıyoruz bile. Onların çıkarı var, makamı mevkisi var, tabii ki destekleyecek.! Senin neyin var? Sen ona niye ayak uyduruyorsun? Akletmeyen, sorgulamayan ve körü körünü biat eden kilitle deyince de alınıyorsun..
Cahil; bilmeyen değil, bilmek istemeyen, akletmeyen ve öğrenmeyendir..!
Hususi olarak cahil bırakılmış ve oy deposu olarak kullanılan bir kitle ülkenin kaderini belirliyor. Onların yanındaymış gibi görünen, adına dava dedikleri, sadece çıkar, menfaat, makam ve mevki peşinde olan uyanık bir kesim de kasasını dolduruyor..
Şair Eşref ne güzel hicvetmiş, ballı maaşını alıp iktidar yalakalığı yapan bu kesimi;
Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler,
Vatandaş soyulurken aldırmıyor öküzler!
Hayadan eser yoktur nafile bütün sözler,
Beyhude inat etme hemen salla başını,
Dilini tut, uslu dur, zıkkımlan maaşını.
Türkiye’de iktidar eliyle yaratılan ekonomik kriz sonucu, 2023’te sosyal yardıma muhtaç hane sayısı 5 milyona dayandı, 3 milyon 509 bin 427 yurttaş karnını yardımla doyurdu.
10 bin liraya bir akşam iftar yapanlar, 10 bin lira ile bir ay geçinenlere halinize şükredin, nankörlük etmeyin diyor. Tam da ahlaksızlık bu işte. “Müslüman ahlaksızlığı.!”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2023 yılı verilerine göre, ekonomik krizin altında ezilen 4 milyon 989 bin 456 hane 2023 yılında sosyal yardımlardan yararlandı.
2022 yılında 151 milyar 900 milyon TL olan devletin sosyal yardım harcaması, 2023 yılında 305 milyar 900 milyon TL olarak gerçekleşti.
Beri tarafta:
Son beş yılın verilerinde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçe oranının Sanayi ve Teknoloji, Kültür ve Turizm, İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı gibi bakanlıkları geride bıraktığı görülüyor.
Sırf, her Müslümana farz olan namazı kıldırmak ve ezan ile bu namaza çağırmak için 140.000 kişi istihdam etmek, yaklaşık 92 milyar TL’lik bir bütçe tahsis etmek nasıl bir israftır.
Personel giderleri Diyanet bütçesinin çoğunluğunu oluşturuyor. Bütçe teklifindeki verilere göre yaklaşık 92 milyar TL’lik bütçenin yaklaşık %84,5’i personel giderlerine ayrılmış.
2012’de 114.882 olan personel sayısı 2022’de 141.218’e yükselerek yaklaşık %23 oranında artmış.
Başkanlığın, merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatı olmak üzere üç teşkilatı bulunuyor. Merkez teşkilatı; özel kalem, 2 sürekli kurul, 3 başkanlık, 7 genel müdürlük, basın ve halkla ilişkiler müşavirliği, hukuk müşavirliği ve iç denetim olmak üzere toplam 16 birimden ve bu birimlere bağlı 44 daire başkanlığından oluşuyor.
Taşra teşkilatı ise, il ve ilçe müftülükleri, dini yüksek ihtisas merkezleri ve Kur’an eğitim merkezlerinden oluşuyor. Diyanet’in personel sayısının çoğunluğu taşra teşkilatında yer alıyor.
Diyanet’in yurt dışı teşkilatı ise din hizmetleri müşavirliği ve din hizmetleri ateşeliğinden oluşuyor.
Peki bunca harcamaya, bütçedeki bunca yüke rağmen sonuç ne olmuş? Müslümanlık mı ilerlemiş? Ahlak ve Adalet mi gelişmiş? Türkiye’de Müslümanlar Asr-ı Saadet dönemine mi ulaşmış.
Sokaklara bakıyorsun; ahlaksızlık, hayasızlık merhametsizlik diz boyu. Kamuya bakıyorsun; adaletsizlik, yolsuzluk, israf boğaza kadar.
Deniz bitti, kara göründü, yol buraya kadar..