Karadeniz Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Kulübü’nün (KTÜEMK) her yıl
‘Birlikte Değerlerimize Işık Tutalım’ mottosuyla düzenlediği Farkındalık Zirvesi’nin
(FAZ) bu yılki konusu olan ‘Sürdürülebilirlik ve İklim Krizi’yle ilgili dikkat çeken
sunumlar yapıldı.
19 Mart’ta KTÜ Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen zirveye;
TEMA Vakfı Trabzon İl Temsilcisi Zafer Yücesan, HEAŞ Eğitim Müdürü Muhammed
Vefa Arıkan, CW Enerji Çevre Mühendisi Aslıhan Kılar ve Ortahisar Belediyesi İklim
Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü personeli Çevre Mühendisi Ezgi Kazan konuşmacı
olarak katıldı.
Çevre örgütlerinin ve öğrencilerin yoğun katılım gösterdiği zirvede bir sunum
gerçekleştiren Ortahisar Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü personeli
Çevre Mühendisi Ezgi Kazan iklim krizi ve küresel ısınmayla ilgili çarpıcı
açıklamalarda bulundu.
“DENİZ SEVİYELERİ YÜKSELİYOR”
Küresel ısınma sonucunda her geçen yıl dünyanın daha fazla ısındığına vurgu yapan Kazan,
küresel ısınmanın fiziki etkilerini şöyle sıraladı: “Ortalama deniz ve yüzey sıcaklıkları artıyor.
Sel ve kuraklık vakaları artıyor. Dağ ve kutup buzullarının erimesi sonucu deniz seviyeleri
yükseliyor. Fırtına, tayfun, kasırga gibi yıkıcı atmosfer olaylarının sayısı ve etkileri daha çok
artıyor. Tatlı su kaynakları azalıyor.”
“İÇME SUYU KAYNAKLARI AZALIYOR”
Küresel ısınmanın sosyo-ekonomik etkileri üzerinde duran Kazan, yükselen deniz seviyeleri
nedeniyle göçlerin artığına dikkati çekti. Kuraklık sebebiyle tarımsal faaliyetlerin ve buna
bağlı olarak gıda kaynaklarının azaldığını ifade eden Kazan, “Kuraklık yüzünden göl ve nehir
seviyelerinin azalmasıyla birlikte içme suyu kaynakları da azalıyor. Kuraklıktan su yolu
taşımacılığı, tarımsal sulama ve HES’lerde enerji üretimi gibi faaliyetler de olumsuz
etkileniyor.” dedi.
HERKESE GÖREV DÜŞÜYOR
Küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinin önüne geçmek için yapılması gerekenleri de
anlatan Çevre Mühendisi Ezgi Kazan, vatandaşlara şu tavsiyelerde bulundu: “Toplu taşıma ve
bisiklet kullanın, kısa mesefaleri yürüyün. Kaldırımların ve bisiklet yollarının iyileştirilmesi
için yönetimlerden talepte bulunun. Daha az uçak kullanın. Demiryolu ulaşımı yatırımlarının
artırılması için talepte bulunun. Enerji verimliliği yüksek elektrikli makineler kullanın.
Yenilenebilir enerji kaynaklarını daha çok kullanın. Yerel ve ulusal yönetimlerin yenilenebilir
enerjiye öncelik vermesi için talepte bulunun. Yerelde üretilmiş gıda ürünlerini tercih edin.
Çöpünüzü azaltın, ambalajlı ürün satın almayın, geri dönüşümü etkin olarak uygulayın.Fosil
yakıtlara dayalı enerji tüketimini engellemek için iklim örgütlerini destekleyin. İklim
değişikliği konusunda bilgilenin ve bu konuda daha fazla insanı harekete geçirin. Konuyla
ilgili çalışan sivil toplum örgütlerini destekleyin.”
“MERALAR VE ORMANLAR MUTLAKA KORUNMALI”
Topraktaki karbonu korumak ve toprağın karbon tutma kapasitesini artırmak için yapılması
gerekenleri anlatan Kazan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Erozyonu engellemek için
toprağın örtücü bitkilerle ekili olması lazım. Erozyonu azaltacak ‘damla sulama’ benzeri
uygulamalara öncelik verilmeli. Toprak sürümünü en aza indirilmeli. Çok çeşitli ürün
ekilmeli. Mono-kültür tarım yapılmamalı. Sentetik gübre kullanılmamalı. Tarım
kimyasallarından uzak durulmalı. Meralar ve ormanlar mutlaka korunmalı. Toprak üzerindeki
ölü bitkilerin toprağa karışması sağlanmalı. Anız yakmanın önüne geçilmeli. Bilinçsiz
şehirleşme durdurulmalı. Toprağın asfalt veya betonla mühürlenmesine mani olunmalı. Yerel
ve ulusal yönetimlerden bu konularda talepte bulunulmalı.”
ULUSLARARASI ÖRGÜTLER NE YAPIYOR?
Sunumunun son bölümünde uluslararası toplumun küresel ısınmayı önlemek için bütün
ülkelere önerdiği konular üzerinde duran Kazan, “Günümüz iklim bilimcileri, kürüsel
ısınmanın gelecekte yaratacağı bu sorunların olumsuz etkilerinin en aza indirilebilmesi
amacıyla en önemli sera gazı olan CO2 emisyonunun 2050 yılında net olarak sıfırlanması
gerektiğini öngörüyor. Bu tür büyük ölçekli emisyon azaltma oranlarına ulaşabilmek için ise;
fosil yakıtların kullanımının asgari düzeye indirilmesi, yenilenebilir enerjinin payının yaklaşık
yüzde 80’lere ulaşmasının oldukça önemli olduğu belirtiliyor. Yine mevcut ekonomi
politikalarında kapsamlı değişiklikler yapılması gibi etkin ve sürdürülebilir, kararlı bir
dönüşüme ihtiyaç duyulduğundan bahsediliyor. Bu tür bir dönüşümün ise ancak geniş
kapsamlı ulusal ve uluslararası iklim politikalarının uygulanmasıyla gerçekleştirilebileceği
ifade ediliyor. Ayrıca; cam, kağıt, plastik ve metal niteliğindeki atıkların mutlaka geri
dönüştürülerek hammadde kaynağı olarak tekrar kullanılması ve karbon ayak izinin alınan bu
tedbirlerle azaltılması gerektiği üzerinde duruluyor.” açıklamalarında bulundu.