İnsanların yaşam boyu, yalansız, dolansız, hilesiz olmaları; inançlı olmakla, kişilikli olmakla olasıdır.
Uzun vadede, insanları yalanla, hile ile aldatamazsınız.
Yine uzun vadede; ne ticareti, ne siyaseti, ne de dostluğu yaşatabilirsiniz. Bu konuda, bizlere en büyük yol gösterici, yılların deneyiminden süzülerek gelen atasözleri ve halk deyimleridir.
Bir atasözümüz; “Yalanı söküp atmadan, hakikati dikmeğe çalışma, tutmaz” diyerek önümüzü açmaktadır.
İki oğlu olan bir baba bilirim, derdi ki; küçük oğlum sürekli yalan söylediği için ona hiç inanmam, dolayısı ile beni aldatamaz. Ama o büyük oğlum var ya, kimi kez doğru, kimi kez de yalan söyleyerek beni aldatır.
Kimilerinin yalanlarının, yatsıya kadar sürdürdüğünü söylerler. Onlar, sürekli yalan söyleyen babanın küçük oğlu gibidir. Söylediklerine inanmaz, bu nedenle de aldanmazsınız. Kimilerinin yalanı uzun sürer. Farkına vardığınız zaman da iş işten geçmiş olur.
O zaman ne yapacaksınız. Yakından tanımadığınız her insanın sözüne kuşku ile mi bakacaksınız?
Hayır, söyleneni kendi mantığınıza vuracak, birlikte siyaset ya da ticaret yapacaksanız, araştıracak, inandığınız, güvendiğiniz kişilerden soracak, kararınızı çabuk vermeyeceksiniz.
Doğru söyleyen insan, yemine gerek duymaz. Birisi söylediklerini inandırmak için sık sık yemine başvuruyorsa, işin içinde bir bit yeniği olduğunu düşüneceksiniz.
Birileri, karşısındakini iyice tanımadan, sorup soruşturmadan, halkın deyimiyle; “Şıp sevdi” usulü evlenmişlerse, o evlilik uzun sürmez. Çünkü zaman içinde gerçek yüzleri ortaya çıkar. Farklı dünyaların insanı olduklarını anlarlar.
Dostluklar da, alış-verişler de, hangi konularda olursa olsun, ilişkiler de böyledir. Bazıları, yalanı çok inandırıcı bir şekilde söylerler. Yine bir halk deyimimiz, “Zehri teneke kutu ile sunmazlar” diyerek bizi uyarır.
Sürekli birliktelikleriniz, siyaseti, ticareti birlikte yaptıklarınız da, sizin tanınmanıza vesile olur. O nedenle, düşüp kalktığınız insanlara dikkat etmelisiniz. Çünkü “Arkadaşınızı söyleyin, size kim olduğunuz söyleyelim” yargısı da yabana atılır bir yargı değildir.
Bilmem, yalan konusunda bir şeyler ortaya koyabildim mi?