Engelliler
İster doğuştan ister sonradan, vücudumuzda ortaya çıkan bir noksanlık varsa, biz buna engelli diyoruz. Herkes, potansiyel bir engellidir. Çünkü nerede, ne zaman, hangi koşullar altında başımıza ne geleceğini bilemiyoruz.
İnsanlar, yalnız gözleri, kulakları, elleri ve ayaklarıyla hayata bağlanmazlar. Beyinleriyle de bağlanırlar. O nedenler, elleri, ayakları tutmuyor, gözleri görmüyor, kulakları duymuyorsa, beyinleriyle de tutunabilirler.
Buna, en açık delil olarak, Yüksek Mimar-Mühendis Nihat Sargınalp’ı gösterebiliriz.
Nihat Sargınalp, Karayollarında Bölge Müdürlükleri yaptı. Ankara Belediyesi’nde Fen İşleri Müdürlüğü yaptı. 1957-1960 arasında Gümüşhane milletvekilliği, 1961 de Kurucu Meclis üyeliği görevlerini üstlendi.
1950 yılında Türkiye Tabiatını Koruma Cemiyetini kurdu. 1956 yılında hazırladığı bir raporla, zamanın iktidarını erozyon konusunda önlem almaya davet etti. Aynı yıllarda Güçsüzler Yurdu’nu kurarak, binlerce fakir öğrenciye üniversite öğrenimi yapma olanağını sağladı.
1990’lı yıllarda, Ankara’da kendisini ziyarete gitmiştim. Yaşı, 90’nı geçmişti. Bana “Turan” dedi, “Yürüyemiyorum. Kulaklarım hiç duymuyor. Ama beynim çalışıyor. Birlikte çalıştığım arkadaşlar, beni her sabah evimden alıyor, arabayla, İşsizler yurdu için yaptığım binaya getiriyor, asansörle bulunduğum kata çıkarıyorlar. Kulaklık cihazlarıyla karşımdakilerle görüşme olanağını buluyorum. Ayaklarım beni taşımıyor ama beynim çalışıyor. Bu beyin çalıştığı sürece, bu millete hizmet edeceğim.”
Engelliler Haftası nedeniyle yazdığım bu yazıyı, Nihat Sargınalp’ı örnek göstererek yazıyorum.
Engellilere iş vereceğiz. Bu ulusun bireyleri onların beyinlerinden yararlanacak. Hiçbir engelli kendilerine acınmasını istemiyor da, beklemiyor da. Yeter ki, onları hayata tutunabilecekleri bir olanak hazırlayalım. Yollarımızı, kaldırımlarımızı, toplu taşıma araçlarımızı engellilerin da kullanabileceği bir konuma getirelim. O zaman göreceksiniz ki, engelliler de rahat edecek, bu ülkenin bireyleri de onların hizmetlerinden yararlanacaktır.