Yedi yüz elli liracuk..!
Aklın ve mantığın süzgecinden geçirilmeyen, sorgulanmayan, ne yapılmaya çalışıldığına dair üzerinde tefekkür edilmeyen bir fikri körü körüne savunmak tehlikeli bir durumdur ve akıllı insanların da işi değildir.
Kredi kartı limitinden savunma sanayiine katkı payı adı altında vergi almayı düşünen bir zekâ..!
Savunma deyince akan sular durur, kimse de itiraz edemez. Gerçek öyleyse etmemeli zaten. Şeytanın bile aklına gelmez sanırım.! Hangi bürokratın aklına geldiyse..
Madem senin kredibiliten var, yani kredi alabilecek g**ün, pardon temiz bir sicilin ve yüksek limitin var, öyleyse bana da haracını pardon vergisini öde der gibi bir akıl tutulması.
Asparagas (masa başında uydurulup gerçekmiş gibi yayımlanan yalan haber) haberdir derken, adamlar bu konuda kanun teklifi bile hazırlamışlar. “İbrikçileri” televizyonlarda savunmaya hatta buna karşı çıkanları vatan hainliği ile itham etmeye başlamış bile. Hiçbir demokratik ülkede böyle bir şey olamaz, olmamalı.
Haa bu arada, isterse kredi kartının adından bile vergi alsınlar beni etkilemez çünkü kredi kartı kullanmıyorum.. Hemen “savunmaya” geçecek olan yandaş işgüzarlara şimdiden duyurulur; bizim derdimiz kendi derdimiz değil, toplumun derdi. Ne güzel sözdür; “acı duyabilen canlıdır, ancak başkasının acısını duyabilen insandır.”
Katkıda bulunmak isteyen “vatanperverler” gider, bırakın yılda 750 lirayı, her ay 1000 lira bağışlar, dekontunu da buradan yayınlar, bizde alkışlarız.. Hem belki vatandaşın o kadar limiti yoktur ya da benim gibi kredi kartı kullanmıyordur ama gönlü zengindir, o da bağışlasın dimi?
Hovardaca har vurup harman savurdukları bütçeye yama arıyorlar sadece. Bunun içinde milli ve manevi değerleri kullanıyorlar. Üstelik bu yöntemle toplanacak olan para “Suriyelilere harcadıkları paranın kırkta biri bile değil.!”
İtibardan tasarruf olmaz diye diye itibarları da kalmadı. Artık sözlerine kimse itibar etmiyor.
Ha bir de; Allah utandırmasın diye diye Allah dualarını kabul etti. Artık hiçbir şeyden utanmıyorlar.
Bir arkadaşımız sosyal medyada paylaşmış. Sayfasından yazım hataları ile birlikte aynen kopyaladığım şekliyle;
“Kredi kart kullanıcıları kart sistemini oluşturan ecnebilere komisyon adı altında kimsenin ruhu duymadan (her birimiz 100 tl alış verişlerde toplamda 40 a ulaştığında 40 da biri (%2,5 komisyon olarak)100 tl yi kartın gerçek sahipleri elin adamına bu güne kadar kuzu kuzu ödedik halende ödüyoruz. Buna kimsenin sesi çıkmadı. Devlet aynı sistemi kullanarak kart limiti 100 bin TL den yukarı olanlardan yılda bir kez 750 tl savunma sanayi destekleme fonuna destek istediğinde demediğimizi bırakmıyoruz. İstemeyen kart limitini 99 binde tutar vermez ben devletim için canımıda feda ederim diyenlerde limitleri 100 bin altında ise yükseltip verecekse vermeyene ne.
Selâm ve dua ile iyi pazarlar” demiş..!
Cevaben yaptığım yorum;
“Gerçek vatanperver olanlar ve bu sisteme hayranlık duyanlar, bu limitlerin kademeli olarak düşürülüp genele yayılacağını, asıl amacın hovardaca har vurup harman savrulan bütçeye yama yapılacağını bilmiyorlar mı? Yıllardır bütün vergilerde hep böyle olmuştur. Hepsi bir yana, bunun için savunma sanayinin arkasına saklanmaya da gerek yok.
Canı gönülden isteyen herkes, isterse her ay gidip savunma sanayiine 1000 TL bağışlasın, kimsenin elini tutan yok. Maksat üzüm yemek mi yoksa bağcı dövmek mi? Milletin aklıyla dalga geçiyorlar. İstersen her yıl da değil, her ay git savunma sanayiine 750 TL bağış yap. Engel olan ne? Üstelik kapitalizmin kart tuzağına da düşmeden yaparsın bunu. Burada da yayınla ve herkese de örnek olsun..
Yıllar evvel Uğur Mumcu ne güzel dile getirmiş:
“Okumayan, yazmayan, düşünmeyen toplumlar içten içe çürürler. Türkiye böyle bir sürece sokulmuştur. İş bitirmeye, köşe dönmeye koşullandırılmış bir toplum, eninde sonunda bu hovardalığın faturasını öder. Gidiş, o gidiştir..