.

Facebook
Twitter
LinkedIn

İnsanoğlu, Habil ile Kabil arasında başlayan mücadelesini yüzyıllar boyunca sürdürmüştür.

Bu mücadele, bazen alacak verecek meselesi, bazen “ben haklıyım, sen haksızsın” tartışması, bazen de “benim inancım seninkinden daha üstün” çekişmesi olarak şekil bulmuştur.

Peki, bu çetin ve bitmek tükenmek bilmeyen mücadelede gerçek ölçüt nedir? Güç mü, yoksa adalet mi?
Yüzyıllardır tarih, çoğunlukla güçlü olanların lehine yazılmıştır.

Gerçekten de, pek çok zaman güçlü olanların söyledikleri olmuş, onlar her zaman kendi menfaatlerini koruma adına yolu kendi çıkarlarına göre biçimlendirmişlerdir. Tıpkı bir zamanlar perde arkasında gizlenenlerin, perde önündekileri yönetmesi gibi, bu güç ilişkileri de zamanla değişmiş, ama adalet çoğu zaman ikinci planda kalmıştır.
Hak Teâlâ, insanlara adaletli olmalarını emretmiş olsa da –güçlüler- ellerindeki imkânların kaybolmasından korktukları için bu emre karşı çıkmışlardır.

Çünkü adalet tecelli ettiğinde, eski güçlerini ellerinde tutamayacaklarını fark ederler. Onlar, kendi çıkarları için adaletin önünü kesmek, güçlerini korumak adına her türlü yola başvurmuşlardır. Ne zaman ki adaleti savunan insanlar çoğalmaya başlamış, işte o zaman da, bu idealin önünü kesmek için nifak tohumları ekilmeye başlanmıştır.
Ve maalesef ki, bu nifak tohumu zamanla büyümüş, çoğu zaman adaletin savunucuları, çıkar ilişkilerinin ve kişisel hesapların kurbanı olmuştur. Menfaat, hırs ve makam sevgisi, adaletin önünde bir engel olmuş, insanların gerçek hakikatle yüzleşmesinin önüne geçmiştir. Kendilerini doğru yolda zanneden, saf Müslüman ve Türkler bile, bir şekilde bu kirli oyunlara dahil olmuşlardır.

Oysaki, adaletin tecelli etmesi, sadece güçlülerin aleyhine değil, bütün toplum için en doğru olanı ortaya koyar. Lakin birçoğu, “mangalda kül bırakmayan” konuşmalar yaparak, her fırsatta adaleti savunduklarını söyleseler de, aslında adaletin tecellisine engel olmuşlardır. Çünkü bu kişiler, sadece büyük söylemlerle değil, gerçek eylemlerle adaletin yanında durmalıdırlar.

Firavun’ a karşı olmak, onun zulmüne karşı çıkmak yetmez; aynı zamanda Musa’nın yanında yer almak, adaletin gerçek savunucusu olmak gerekir.
Adaletin savunulması yolunda atılan her adım, sistemin güçlü oyuncuları tarafından engellenmeye çalışılmıştır. Bu, sadece geçmişte yaşanmış bir olay değildir; günümüzde de benzer oyunlar devam etmektedir. Her zaman bir grup, sessiz sedasız bir şekilde toplumun güvenini kazanmayı ve onu adaletin savunucusu yapmayı hedeflemiştir. Bu kişiler, bazen “yalancı demokrasi” söylemleriyle, bazen ise “fâsıklık” ve “münafıklık” gibi hileli oyunlarla toplumu kandırmaya çalışmışlardır.
Ama bu, sadece toplumu kandırmakla kalmaz; bu aynı zamanda ülkenin ve milletin birliğine zarar veren bir harekettir. Düşmanlarımız, Türk milletinin direncini kırmak için hep içten içe planlar yapmışlardır. Unutmayalım ki, iç ve dış oyunlar, Türk asrını engellemeye yöneliktir.

Zaman, şimdiye kadar hiç olmadığı kadar kritik bir dönemdir. Bugün, Musa’nın yanında olmak, adaletin savunucusu olmak zamanıdır. Geceleyin rakı masalarında oturan, kandil ışığında kirli işler yapanlar, senin temsilcin olamaz. O halde, olayları sadece dar bir bakış açısıyla değil, geniş bir perspektiften değerlendirmeli ve gerçek düşmanlarımızı iyi tanımalıyız.
Unutma ki, hedef Türkiye Cumhuriyeti’dir. Ümmetin son kalesi, Türk devleti ve onun bağımsızlığıdır. Bu sebeple, Ay-Yıldızlı bayrağı beğenmeyenlerle yan yana gelmek, şeytanlaşmış insanlarla ortaklık yapmak, asla doğru bir tutum değildir. Birçok oyun, Türk milletini bu bayrak altında birleştirmek yerine, onu parçalayıp, iç huzuru bozmaya yönelik olarak kurgulanmıştır.

Zaman, Türk milletinin uyanma zamanıdır. Töreni, satılmışların ve devşirmelerin eline bırakma. Gerçek vatanseverlerin, Türk milletinin değerlerine ve haklarına sahip çıkması, hem geçmişteki hem de gelecekteki en büyük sorumluluğudur. Ne kadar ileriye gitsek de, uzaya dahi yol alsak, aklımız hep vatanımızda ve milletimizin çıkarlarında olmalıdır.

Bu vatan, şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulmuş, bu memleket, vatanı için milyonlarca can verenlerin mirasıdır.

Trabzon’a dev proje!

56 İSTASYONLU KENT İÇİ RAYLI SİSTEM YAPILACAK ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ABDULKADİR…

kalem kalem

Celil Hekimoğlu, gayet net. Açıkladı!

TFF’de yaşanan gelişmeler karşısında Celil Hekimoğlu kararını açıkladı. Hekimoğlu, katıldığı bir yayında…

kalem kalem

Görünmez kaza!

Trabzon’un Tonya ilçesi yolunda öğretmenleri taşıyan bir araç kaza yaptı. Kazada 4…

kalem kalem